Arabuluculuk, hukuk sistemi gelişmiş ülkelerde yaygın olarak kullanılan bir "alternatif uyuşmazlık çözümü" yöntemidir. Aralarında davaya konu olmuş veya olabilecek bir uyuşmazlık olan kişilerin meseleyi bir arabulucu eşliğinde karşılıklı olarak müzakere ederek çözüme kavuşturdukları bu süreçte, kişiler uzun mahkeme süreçleri, yüklü dava masrafları karşısında uyuşmazlıklarını daha pratik, daha ekonomik, çok daha hızlı ve kesin bir şekilde çözebilme imkanına sahip olurlar.
Arabuluculuk süreci içerisinde çözüme kavuşturulan uyuşmazlıklar, taraflar arasında mahkeme hükmü mahiyetinde olup, kesin hüküm teşkil etmektedir. Bu yönü ile kişilerin aralarındaki meseleleri mahkeme dışında güvenli, tarafsız ve özgürce tartışabildikleri ve daha serbest bir şekilde kendilerini ifade edebildikleri alternatif bir çözüm yolu olan arabuluculuk son zamanlarda oldukça tercih edilen bir çözüm yolu halini almıştır.
Türkiye'de arabuluculuk, 22.06.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu (HUAK) ile bir "alternatif uyuşmazlık çözümü" yolu olarak uygulanmaya başlamıştır. 6325 sayılı Kanunla yeni bir serbest meslek ihdas edilmiş ve arabuluculuk mesleğini icra edecek kişilere "arabulucu" unvanını kullanma yetkisi tanınmıştır. Zaman içinde kanunlarda yapılan değişikliklerle ülkemizde arabuluculuk müessesi, “zorunlu arabuluculuk” ve “ihtiyari arabuluculuk” olmak üzere ikiye ayrılmaktadır: